Ana içeriğe atla

Kayıtlar

TANRILARIN TAHTI NEMRUT

KOMMAGENE KRALLIĞI VE NEMRUT DAĞI Bugün sizleri dünyada eşi olmayan, ‘Tanrıların Tahtı’ olarak adlandırılan Nemrut Dağı’na ve orada tüm haşmeti ve gizemi ile birlikte yükselen Kommagene Krallığı’na ait görkemli anıtlara götüreceğim. Eşi görülmemiş devasa boyutlarda heykeller ve 2000 yıldır antik dünyanın gizemlerinde saklı kalan bir krallık ve onların ölümsüzlüğü hedeflemiş kralları I.Antiochos… Adıyaman il sınırları içerisinde bulunan,1987 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne girmiş olan Nemrut Dağı, geçmişte ismi Anka Dağı olan Anti Toros dağ silsilesinin 2206 m yüksekliğindeki ‘Nemrut Zirvesi’dir. Nemrut Dağı’nı bu kadar değerli yapan, üzerinde bulunan antik mezar, anıtsal heykeller, mimari kalıntılar ve benzersiz manzarasıdır. Günümüzde Kommagene Krallığı’nın çekirdeği olarak Adıyaman’ı ve ardından da Gaziantep ve Kahramanmaraş illerini de içine alan bir coğrafyayı kapsadığını söyleyebiliriz. Geçmişte ise, batısında Kilikya yani Alanya’dan başlayıp doğuda İskenderun Körfez
En son yayınlar

Yaratılış Mitleri-2:Türk-Altay Mitolojisi - Her Şeyden Önce Su Vardı

Yer yoktu, kişi yoktu, bitki yoktu, hayvan yoktu…Yalnızca uçsuz bucaksız, kapkaranlık bir su vardı. Ve suyun üzerinde beyaz iri bir kaz kılığında uçan Bay Ülgen vardı. Kudret sahibi Ülgen, bu sonsuz su üzerinde kanat çırpmaktan ve derin yalnızlığından yorulmuştu. Bir şeyler yapma arzusundaydı fakat ne yapacağını, tanrı olduğu halde bu durumu nasıl değiştireceğini bilememişti. Bir gün o kapkaranlık sularda bir dalgalanma oldu. Ülgen suyun kaynadığı yere yöneldi. Suyun derinliklerinden tatlı, büyülü bir ses geldi. Önce şaşırdı Ülgen, sonra onunla konuştu: “Yalnızlık Tanrıya dahi ağır yüktür Bay Ülgen, bu derin yalnızlıktan kurtulmak istiyorsan yaratmalısın!” “Sen kimsin?” “Ben Ak Ana’yım.” “Göster yüzünü ve konuşmaya devam et!” Ak Ana, tüm güzelliğiyle suyun yüzünde belirdi. Işıltısıyla karanlığı aydınlattı, Bay Ülgen’i kendine hayran bıraktı. “Ben kendi dünyamdaydım ama gördüm ki tanrı olduğun halde yalnızlıkla baş edemiyorsun.” “Altımda kapkaranlık, uçsuz bucaksız su varken, durmadan b

Yaratılış Mitleri -1:Yunan Mitolojisi - Başlangıçta Yalnızca Kaos Vardı

Başlangıçta hiçbir şey yoktu. Ne tanrılar ne insanlar, ne yer, ne gök ne de yıldızlar. Sadece derin bir boşluk ve düzensizlik... Onun adı ‘Kaos’du. Bu derin boşluk Kaos’un yeri doğurmasıyla son buldu. Yerin adı Gaia(Toprak) idi. Sonra Nyks’i (Gece) ve Erebos’u (Karanlık) doğurdu. Sonra yarattıkları yaratmayı ondan devraldılar. Gaia gökyüzünü (Uranos), tanrılara ev sahipliği yapan dağları ve denizi yarattı. Uranos’u kendine eş yaptı. Uranos ve Gaia sevgiyle birleştiler. Bu sayede birçok çocukları oldu. Titanlar(İlk tanrılar Kuşağı), Kykloplar(Tek gözlü, insan eti yiyen zalim yaratıklar), Hekatogkheirler(Yüz kola, elli kafaya sahip devler)... Evrendeki ilk anlaşmazlık, ilk büyük sorun işte o zaman baş gösterdi. Uranos doğan çocuklarından nefret ediyordu. Tek gözlü, çok başlı, iri yarı olmalarını öne sürüyor, bunların gözüne görünmemelerini istiyordu. Çocuklarının her birini yerin derinliklerine gömüyor, oradan çıkmalarını yasaklıyor ve bu durumdan garip bir haz alıyordu. Gaia, Uranos’un

Antik Dünya’nın Cazibe Merkezinde Yaşam - Roma’da Günlük Hayat

Antik Dünya’nın Cazibe Merkezinde Yaşam - Roma’da Günlük Hayat M.S. 1 yüzyıl dolaylarında Roma kenti görkemli kamu binaları, devasa su kemerleri ve İmparatorluğun dört bir yanına uzanan binlerce kilometre uzunluğundaki yollarıyla antik dünyanın en çarpıcı cazibe merkezlerinden biri haline gelmişti. Heykellerle dolu meydanlar ve birbirinden ünlü hamamlarıyla Julius Claudius’ların şehri Cumhuriyet döneminde olduğundan çok daha ihtişamlı görünüyordu. Ancak bu göz alıcı ihtişamın ardında aslında çok daha fazlası vardı. Roma; Cumhuriyeti’nin ilk günlerinden İmparatorluk dönemindeki rezil ve kepaze Caligula, Nero ve Commodus gibi İmparatorların geçici saltanı boyunca dahi büyümeye devam etti. Sınırları Akdeniz’in tümünü kapsamasının yanı sıra kuzeydeyse Galya ve Britanya’ya kadar uzanmıştı. Tarih imparatorların tiradlarını kullanmasının yanında sıradan insanların ihmal edilişini de kaydetmiştir. Bu duymadığımız ve görmediğimiz insanlar genelde tarihin karanlık sayfalarında kaybolurlar. Romal

İnsanlığın Kısa Tarihi🌍Sapiens

İnsanlığın bugüne kadar yaptığı yolculukta bana eşlik etmek ister misiniz?  Yuval Noah Harari'nin dünyada en çok satanlar listesine girmeyi başarmış ve büyük ses getirmiş olan, ilk insanlardan günümüz teknoloji çağına kadar, insan türünün evrimini inceleyen ''Sapiens'' adlı kitabının kısa bir özeti olarak hazırladığım bu yazımda, sizlerle kahvelerinizin eşliğinde keyifli bir hafta sonu okuması paylaşmak istedim. Umuyorum insanoğlunun bu kısa yolculuğu sizlere de keyif verecek. Hadi bakalım kahveler hazırsa☕ hayat maceramıza başlamanın zamanı geldi.😀 Bu kadar çok şeyi nasıl yapabildik? Sorunun cevabını öğrenmek için en başa dönelim. Yapılan araştırmalar evrenin 13,5 milyar yıl olduğunu göstermektedir. İnsanlığın ise bunun sadece 2.5 milyon yıllık kısmında var olduğu düşünülmektedir. Eski çağlarda hayatta kalma savaşı veren insan bugün dünyaya hakim egemen güç haline gelmiştir. İnsanoğlunun bu güce üç önemli dönüşüm sayesinde ulaştığına inanılmaktadır. İlki 70 bin